Acerca de
Keynesyen Ä°ktisadın Varsayımları ve GörüÅŸleri
​
-
Tam rekabet piyasası ideal piyasadır. Pratikte görülmez.
-
Eksik rekabet nedeniyle fiyatlar yapışkandır.
-
Ücretlerin düÅŸme yönünde esnek olmaması, ekonominin kendiliÄŸinden ve sürekli olarak tam istihdamda dengede olmasını önlemektedir. Keynesyen modelde denge tam istihdam düzeyine baÄŸlı deÄŸildir. Bir ekonomide iÅŸsizlik söz konusu olduÄŸu zaman düÅŸük ücret düzeyi tam istihdamı gerçekleÅŸtiremez.
-
Sendika uygulamaları ve asgari ücret uygulamaları emek fiyatını yapışkan kılar. Taban ve tavan fiyat uygulamaları da piyasada esnekliÄŸi engeller. SözleÅŸmelerin varlığı da fiyat ve emek fiyatı yapışkanlığına neden olur.
-
Keynes tasarruf-yatırım arasındaki faiz oranı iliÅŸkisini ve tasarruf oranının faiz oranı tarafından belirlendiÄŸini reddeder. Ona göre, tasarruflar reel gelirin bir fonksiyonudur. Gelir artışı tasarrufu arttırır.
-
Yatırımlar kar beklentilerine ve diÄŸer beklentilere baÄŸlıdır. Burada sermayenin marjinal etkinliÄŸi belirleyicidir. Bir yatırımcı yatırım kararı alırken, yapacağı harcamalar ile elde edeceÄŸi karı deÄŸerlendirerek saptama yapar. Sermayenin marjinal etkinliÄŸi; firmanın yatırım projesinin gelecekteki getirisi ve maliyetini, bugünkü getirisine eÅŸitlemeye yarayan bir iskonto oranıdır. EÄŸer marjinal etkinlik oranı faiz oranından büyükse firma yatırım kararı alır.
-
Para arzındaki deÄŸiÅŸmeler reel kesimi etkiler. Para yanlıdır. Para arzı arttığında karar birimleri ellerine geçen parayı tahvil alımına yönelteceklerdir. Tahvil talebinde artış olduÄŸu için tahvilin fiyatının yüksek olduÄŸu düÅŸünülerek, sonuçta para talebinde artış olacak ve faiz oranları düÅŸecektir. Faiz oranları düÅŸtüÄŸü için yatırımlarda ve faize duyarlı diÄŸer harcamalarda artış meydana gelecektir. Yatırımlarda meydana gelen artış, çarpan kadar millî gelirin artmasına neden olacaktır. Sermayenin marjinal etkinliÄŸi (iç verim oranı) faizden büyük olacağı için yatırım gerçekleÅŸecektir. Faiz oranlarının düÅŸmesi sonucunda eÄŸer toplam arz-talepten azsa enflasyonist etki doÄŸacaktır. Faiz belirli bir noktaya düÅŸünce tahvil fiyatlarının maksimum deÄŸer seviyesinde olduÄŸunu bilen karar birimlerinin para talebi daha da artar. Arz edilen tüm para talep edilirse faiz oranı en alt seviyeye inmiÅŸ demektir ve faiz oranı daha alt seviyeye indirilemez.
-
Ekonomide iktisadi ajanlar belirsiz bir ortamda hareket ederler. Tam bilgi yoktur. Gelecek hakkında beklentiler vardır.
-
Para talebi sadece iÅŸlem güdüsüyle talep edilmez. Ä°htiyat ve spekülatif güdü ile de talep edilir. Spekülatif amaçlı para talebi faiz oranı ile ters orantılıdır. DüÅŸen faiz oranları, tahvilin deÄŸerini arttırır. Faiz oranları düÅŸünce, tahvil fiyatlarının yeteri kadar yükseldiÄŸi düÅŸünülür ve tahvil elden çıkarılarak spekülatif amaçlı para talebi artar. Monetaristlere göre para, hem finansal aktiflerin hem de reel aktiflerin ikamesi olduÄŸu için para talebinin faiz esnekliÄŸi düÅŸüktür.
-
Keynese göre kısa dönemde tasarruf paradoksu ortaya çıkabilir. Gelirin artması, marjinal tasarruf eÄŸiliminin artmasına neden olur bu da talebin azalması anlamına gelir. Ulusal gelirde artış, marjinal tasarruf eÄŸiliminin artmadığı durumlarda meydana gelir.
-
Keynese göre bir kamu harcaması, milli geliri yapılan harcamadan daha fazla arttırır. Buna çarpan etkisi denir. Çarpan etkisi, kısa dönemde etkilidir. Eksik istihdam koÅŸullarında geçerlidir.
-
Kamu harcamalarındaki artış, tüketim malları talebinde artışa neden olur. Tüketim harcamalarındaki artış da kar oranlarını arttırarak yatırımları uyarır. Burada uyarılma seviyesine hızlandıran denir. Bunun için; tüketim malları sanayisi tam kapasitede olmalı, yatırım malları sanayisi eksik kapasitede olmalı; ülke ekonomisinde yapısal sorunlar olmamalıdır. Çarpan ve hızlandıran mekanizmalarının birlikte iÅŸlemesi durumunda süper çarpan meydana gelir.
-
Piyasa ekonomisinin kendini kendiliÄŸinden koordine edeceÄŸi ve toplam talep düzeyini arttırarak tam istihdam gelir düzeyine ulaÅŸacağı beklenmemelidir. Bu yüzden devlet ekonomiye müdahale eder. Kamu harcamaları ve vergiler dışsaldır. Bu nedenle maliye politikası tercih edilmelidir.
-
Ekonomide likidite tuzaÄŸi olması durumunda maliye politikası etkindir. Faiz oranı belirli bir taban düzeyine indikten sonra, para arzı ne kadar arttırılırsa arttırılsın faiz oranları düÅŸmez. Bu durumda maliye politikaları etkin politikalardır. Burada spekülatif para talebinin faiz esnekliÄŸi sonsuzdur. Bu durumda para politikası ile faiz oranlarını düÅŸürmek toplam talebi arttırmaz ve ekonomi sürekli bir iÅŸsizlik halinde kalır. Bu likidite tuzağının bir sonucudur. Faiz oranları sıfıra yakınsadıkça, merkez bankasının arz ettiÄŸi tüm para talep edilir. Bu durumda, geniÅŸletici para politikası etkisizdir. Faizler çok düÅŸük bir seviyedeyse ve bu nedenle yükselmesi bekleniyorsa, bono ve tahvil fiyatları düÅŸme eÄŸilimine girer. Bu durumda spekülatif motifli para talebinde bir artış olur.
-
Ekonomide spekülatif para talebinin sıfır olması durumunda maliye politikası etkin deÄŸildir. Bu durumda maliye politikası kullanılması durumunda faiz oranları sürekli artar ve özel yatırımlarda daralma meydana gelir (crowding out).
-
Toplam arz fonksiyonu esnektir. Keynesyen model demek, toplam talep yönetimi demektir. Toplam talep yönetimi için arz fonksiyonunun esnek olması gerekir. Esnek deÄŸilse, Keynesyen çarpan mekanizmasının çalışması mümkün deÄŸildir. Ancak geliÅŸmekte olan ülkelerde arz fonksiyonu esnek deÄŸildir. Talep artınca üretim artmaz, fiyatlar artar.
-
Keynesyen ekonomik denge ekonominin tek başına milli geliri arttırmada çare olmadığını mutlaka maliye politikası araçlarının kullanılması gerektiÄŸini söyler.
-
Keynesyen ekonomide para arzı dışsaldır. Dikey eksene paraleldir.
Keynesyen Ekoller
​
Neo-Keynesyen Ä°ktisat: IS-LM analizini geliÅŸtirmiÅŸlerdir. Kısa dönem gelir-istihdam düzeyi ve faiz oranının geometrik olarak para arzının para talebine eÅŸitlendiÄŸi bir düzeyde belirleneceÄŸini ileri sürmüÅŸlerdir. Yani ekonominin reel alanı ile finansal alanını birlikte ele almışlardır. Philips eÄŸrisini geliÅŸtirmiÅŸlerdir. Enflasyon ile iÅŸsizlik arasında ters yönlü bir iliÅŸki olduÄŸunu ispatlamışlardır. Toplam talep yönetiminde maliye politikası araçları yanında para politikası araçlarına da önem vermiÅŸlerdir. Mutlaka maliye politikası etkindir dememiÅŸlerdir. Maliye politikası etkinlik düzeyine ulaÅŸabilir demiÅŸlerdir.
​
Post-Keynesyen Ä°ktisat: Ekonomi istikrarsızdır; piyasalar kendi kendini düzenleyemez. Bu dengesizlik genellikle üreticilerin monopol ve oligopol ÅŸeklinde örgütlenmelerinden kaynaklanır. YoÄŸun maliye politikası ve gelirler politikalarını benimserler.
​
Yeni-Keynesyen Ä°ktisat: Keynesyen makro iktisatın mikro analiz edilmesi gerektiÄŸini savunmuÅŸlardır. Ä°ktisadi Ajanlar rasyonel beklenti içinde olsalar bile, yapışkan fiyatlar ve eksik bilgi nedeniyle para arzındaki deÄŸiÅŸmeler reel ekonomik deÄŸiÅŸkenleri etkiler. Kurala dayalı maliye politikası yanlısıdırlar.
​